28 Ocak 2014 Salı

Öğle yemeği ya da yememeyi mi desek?

Yapılan bir araştırmaya göre çalışanların öğle yemeği giderek kısalıyormuş! Genellikle 0-30 dakikaymış. Aramızda bu araştırmanın canlı örnekleri de vardır eminim ki..



İşin ilginci bu kısaltma direk olarak yönetimden gelmiyormuş (ama tabii dolaylı olarak gelebilir garantisi yok). Yani çoğu yerde resmi olarak öğle arası halen 1 saat.

Yani bu demek oluyor ki çoğumuz öğle yemeğinde sıkılıyoruz?!

Hmm ilginç.. Pekii öğle yemeklerinde ne konuşuyoruz ki biz:

- İş
- Ofis dedikoduları
- Çok azcık diğer şeyler?!

Ee tabi sıkılırız! Hem sürekli şikayet ediyoruz; çalışmak hayatımızı yaşamamıza engel oluyor diye, hem de bulduğumuz ilk boşlukta konuştuğumuz tek şey iş, iş ve iş.

Ya çözemediğimiz bir problemi anlatıyoruz, ya karşı tarafa işle ilgili yapmasını istediğimiz şeyleri söylüyoruz ya da ofiste bizi sinir eden birileri varsa söylenip duruyoruz!

Napıyoruz biz gerçekten?

Tabii ki de mesai saatlerinde iş yapıp üstüne öğle arasında da iş konuşunca sıkılırız. Bizi mutlu eden şeylerden bahsetmediğimiz sürece yaşama sevincimiz sönüyor resmen, birer robota dönüşüyoruz!


Nasıl oluyor bu dersiniz? İşe yeni başlayan insanlar genelde 1 saatin hepsini de kullanma eğilimde olur (mesela ben). Ama yıllandıkça, artık o 1 saat çok uzuuun ve sıkıcı gelmeye başlar (mesela yine ben). Zaten içeride sizi bekleyen onca iş varken, siz 1 saat boyunca ya iş konuşmaya devam edeceksiniz, ya ofisteki genel olaylar hakkında yorum yapacaksınız ya da en iyi ihtimalle havadan sudan konuşarak zaman geçirmeye çalışacaksınız. Ve ofise geri döndüğünüzde o yığınla duran işler hala sizi bekliyor olacak. Bundan olsa gerek, artık insanlar yemeğimi yedim, ee o zaman boş boş oturacağıma gidip işlerimi azaltayım bari diye düşünüyor.

Böyle yazınca mantıklı gibi geldi aslında!

Oysa ki değil! Hayatınızın 1 saatini daha neden boşa harcıyorsunuz ki? Zaten 8 saatiniz gitmiş sinir,stres ve yorgunluk içeren çalışma hayatınız için. 1 saat daha vermek neden?

Bu yüzden lütfen iş ve işteki insanları içermeyen şeylerden konuşalım artık, ne olursa, farketmez! İzlediğiniz film (komik videolar bile olur!), gittiğiniz/gitmek istediğiniz tatil yerleri, hobileriniz, fobileriniz, ilginizi çeken konular (astronomi?!, fizik?!, tamam tamam moda, arabalar, teknoloji), her şey olur!

Öğle aramızı her erken bitirdiğimizde ya da ofise her yemek söylediğimizde aslında kendimizi biraz daha yalnızlaştırıyoruz. Ve suçu da iş hayatına atıyoruz; oysa ki elimizde olan, yapabileceğimiz şeyleri görmüyoruz..

Sonuç olarak bazen patronların yapmadığı kadarını biz kendimize yapıyoruz. Yenilenmemiz, kafamızı dağıtmamız için verilmiş, günün ortasındaki kurtarıcıyı heba ediyoruz. Hatta yetmiyor, onu silip atıyoruz ve sanki işler yapa yapa bitermiş gibi ofise yemek siparişi verip masamızda hem iş yapıyor hem de yemeğimizi yiyoruz!

Gelin bunu kendimize yapmayalım!




1 yorum:

  1. Çok doğru.
    Aslında farkında olmadan o çarkın içine daha çok giriyoruz. Ama öğle arasında hele de iş arkadaşlarıyla birlikteyken iş konuşmamak sanırım imkansıza yakın.

    Belki yakında çalışan arkadaşlarımızla görüşebilmek daha keyifli olabilir.

    YanıtlaSil