24 Ocak 2014 Cuma

"Hayır" Demek ya da Diyememek: İşte Bütün Mesele Bu

Bence sorun bir kısmımız hiç "hayır" diyemezken, diğer bir kısmımız ise çatır çatır her şeye "hayır" diyor!

"Hayır" cevabının ayarını tutturmak çok zordur, özellikle de çoğunluğun mümkün olduğunca az iş yapmak istediği bir şirkette çalışıyorsanız..

Açıkçası bu konuda kendimin başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Eski işimdeki 1. senenin sonuna doğru neredeyse bütün departmanlardan birileri bana bir taleple geliyordu. (Google gibiydim- ki gerçekten Google'da aratabilecekleri şeyleri bile benden isteyenler oldu) İlk başlarda "yeniyim burda" kafasıyla bir şey isteyen herkese nasıl yapılacağını tam bilmesem bile "tabii ki" diyordum. Neden? Çünkü şirketteki insanlarla iyi geçinmek, iyi bir izlenim bırakmak istiyordum. Eminim birçoğumuz da böyle yapmıştır. Ve yine eminim birçoğunuz şu sonuçla karşılaşmıştır: aslında sizin iş tanımınıza girmeyen işlerin üzerinize kalması!

İşte ben ve doğal ortamım
Evet, teoride belki en başından "hayır" diyebilmek gerek. Ama gerçek dünyada yeni girdiğiniz bir şirkette ya da pozisyonda bütüün sorumluluklarınızı bilmeniz imkansız, özellikle de iş dünyasında çok fazla deneyiminiz yoksa. (kimse işinizin angarya kısmını sözleşmeye yazmıyor-oysa ki her detayıyla yazsalar ne kolay olurdu her şey). Siz daha hangisi sizin göreviniz hangisi değil diye ayırt etmeye çalışırken bir bakmışsınız bu esnada kabul ettiğiniz her iş artık sizin ayrılmaz bir parçanız olmuş!

Bu durumda yeni işe girer girmez "hayır" deme seçeneği oyun dışı (gerçekten hakkıyla, olay yaratmadan yapabilen varsa saygı duyarım tabii). Geriye o üzerinize yapışan sorumlulukları atmak kalıyor (ki tabii ki hiç almamış olmaktan daha zor) Yani oyunun ortasında "hayır" demeye başlamanız lazım.

Sinir krizi anımızı beklemeden dersek bağırmak zorunda kalmayız en azından; ne zaman sinir krizi eşiğine geleceğinizi biliyorsunuzdur umarım, yoksa durumlar fena!
Tam burada ikinci hatama geliyoruz. Maalesef ben "hayır" demeyi pek öğrenemedim (en azından bu işimde) Çünkü bir yerden sonra insanlara laf anlatmanın o işi yapmaktan daha uzun süreceği gibi bir fikre kapıldım (ki ilk başlarda da öyle olacaktı elbette). Niye? Çünkü aslında bu insanlar da bunu kendilerinin yapabileceğini biliyorlar ama tabii üzerinde zaman harcayarak. Onun yerine kolaya kaçıp bir mail ya da telefonla işi 2 dakikada bitirmiş oluyorlar. Ee, senin zaten bu gerçeği bilen bir insana o işi geri almayı kabul ettirmen uzun bir laf kalabalığından geçicek- çünkü anlamak işine gelmeyecek! (Bir de kötü bir gününüzdeyseniz tartışmak kaçınılmaz - al sana iki kat gerginlik)

Ama sonuç olarak yine de sen o angarya işleri yapmaya devam etmiş oluyorsun, sırf millete laf anlatmamak için. Eminim bunun saçma olduğunu hepiniz farketmişsinizdir. Evet, ben de farkettim ama çatır çatır "hayır" deme seviyesine gelemedim maalesef. İlerleyen işlerimde artık kısmetse!

Peki gelelim sorunumuzu nasıl çözeceğimize? Birdenbire nasıl "hayır" demeye başlayacağız? Bence 6 ay boyunca o işi yaptıktan sonra bir gün "Hayır, maalesef yapamam işlerim var, ama sen zaten yapabilirsin bunu" demek pek başarılı bir yöntem değil. Çünkü 6 ay boyunca karşıdaki hazır bilgiye alışmış ve kendini bunun senin görevin olduğuna inandırmış.

Peki napıcaz bu durumda? Naçizane fikrim, üzerinize yapışan sorumluluğunuzu yavaş yavaş iade etmeniz! Şöyle ki, mesela tekrar böyle bir istekle geldiklerinde inanılmaz yoğun olduğunuzu, bu sefer yapamayacağınızı söyleyip, bir de üstüne onların nasıl yapabileceğini samimi bir şekilde anlatın. Ve bunu birkaç defa aynı istekle gelen kişiyle devam ettirin.

Sorun şu ki, bazen çok gerekli ya da acil şeylerin aslında hiç de öyle olmadığı ortaya çıkar (evet, biliyorum şok!şok!) Yani ilk geri püskürtmenizde karşıdaki kişi yapmaya üşenip hiç de yapmayabilir işi (neticede angarya işlerden bahsediyoruz, bazen dünyanın sonu olmuyor yapmayınca) Bu yüzden, bunu birkaç kere tekrarlamanız önemli (bir kısmında illa ki yapmak zorunda kalacak- ya da en kötü kendine yeni kurbanlar bulacak). Bırakın alışsın yapmaya, siz de sorumluluğu iade etmenin keyfini çıkarın.


Bu arada yeni gelen angarya işlere de "hayır, bu benimle ilgili değil" demeyi öğrenmeniz gerek. Yukarıda gördüğünüz gibi ikinci yol çok daha zor. Sadece samimi ve nazik olun. Bazen insanlar kendilerinin yapabileceğinin farkında olmayabilir çünkü üzerinde düşünmemiştir büyük ihtimalle kendim yapabilir miyim diye. Bu yüzden samimi bir şekilde yardımcı olamayacağınızı belirtmek herkes için daha iyi (stres yok, gerginlik yok, uyuz olmak yok-işte bu!)

Son olarak da, aslında hepimiz işlerimizin bir döneminde bu karşıdaki iş yıkan kişi durumuna düşebiliyoruz. Evet, biliyorum hepimiz çok yoğunuz işlerimizde ama bu "hepimiz" karşımızdaki iş yıktığımız insanı da kapsıyor. Ve evet, tabii ki arada bir iyilik olarak isteyebilirsiniz; siz çok yoğun ve karşı taraf daha az yoğunsa ama bunu alışkanlık haline getirmesek keşke.

Kısaca, keşke birinden bir şey istemeden önce "Acaba bunu kendim yapabilir miyim/bulabilir miyim diye gözden geçirebilsek..

Ama herkes bu olgunluğa erişene kadar siz yine de "hayır" cevabı için bol bol prova yapın; mantıklı gerekçeleriniz olduktan sonra ihtiyacınız olan tek şey samimi, nazik ve oldukça kararlı bir "hayır".


1 yorum:

  1. Ben de çoğu kişi gibi bunu yaşadım. Sebebi pozisyonun gerektirdiği donanıma sahip olmayan çalışanlardı.
    Hadi ona yardım et, hadi buna fikir ver diye diye bir baktım işleri resmen ben götürüyorum.
    Acı bir şekilde farkedince gerçeği, şöyle bir silkinip geldim kendime tabii ama tamamen kurtulmak maalesef mümkün olamıyor.

    YanıtlaSil