2 Ekim 2014 Perşembe

Farklı bir Evrende Yaşayan Yönetici

Yöneticiniz ile aynı çizgide olmadığınızı fark ettiniz mi hiç?

Bu genellikle biraz daha özgür ruhlu, kurumsal bürokrasiye uymayan, başına buyruk ama yine de işini iyi yapan yöneticilerde görülebilecek bir özelliktir.

Şirkette ortaya çıkan işler iyi olduğu için her şeyi güllük gülistanlık zannederler ama oysa ki çalışanlar ile birebirde pek de vakit geçirmez, hele empati hiiiiç yapmazlar.

O yüzden bu kişilere şirket ya da ortam hakkında soru sorarsanız genellikle kendi karakter özellikleri ya da ruh halleriyle yorum yaparlar.


"Herkes çok parlak, çok zeki, çok mutlu! (mutlu derken?!), çok çalışkan, kısaca çok inanılmaz bir ekibim var!"

Evet, evet ne demezsin.

Bir yönetici olarak sadece takımdaki görünen şeylere değil görünmeyenlere de bakması, gözlem yapıp empati kurmaya çalışması gerekmez mi? Sabahları bir gülümseme yerine gözlerinden ateş çıkan çalışanlar mı görmesi gerekiyor illa durumun farkına varması için??

Sonra da tipik bir Türk insanı gibi "şirket olarak maaşlarımız düzgün yatıyor, herkesin sağlık sigortası vs var, izin alabiliyor insanlar tatile gidebiliyor" fln gibi şeyler söylerler.

Ülke olarak henüz bu seviyeden yukarı çıkamadık çünkü, çalışma hayatındaki mutluluk maaşın zamanında yatmasıyla ölçülüyor. Ve hala mutlu değilsen sana deli gözüyle bakılıyor. Bu yüzden tabii ki şirket içerisindeki sosyal etkinlikler, eğitimler, şirketin küçük çocuğu olan anneler için özel uygulamaları, şirket içi kreşler, dinlenme ve hobi alanları (teknoloji şirketleri için göstermelik olarak yapılanlar dışında), evinize makul bir saatte gitmenize izin vererek (hatta ve hatta mesai bitiminden sonra çıkmayı yasaklayarak) sevdiklerinize ve en önemlisi kendinize vakit ayırmanızı sağlayıp sağlamamaları hiç önemli değil.

Hangi evrende yaşıyorsunuz siz, ne kadar saçma istekler bunlar? Bir de şirketi üstünüze yapsınlar isterseniz. Bu devirde mayışı zamanında ödeyen şirket en mutlu çalışanlara sahip şirket - maalesef!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder