27 Mayıs 2013 Pazartesi

Pazartesi Dediğin Nedir Ki

Pazartesi dediğimiz şey yıllardan beri pek çok acıya katlanmak zorunda kalmıştır. İlklerin günü seçilerek başladığı talihsiz yolculuğunda yemediği küfür kalmamıştır. Mesela hemen şimdiyi düşünelim. Bugün işe gitmek için kalkan milyonlarca insan yatağından Pazartesi'ye söverek kalktı! (Yazık lan acıyın şu güne bu kadar yüklenmeyin)


Mesela ben her gün sendromda olduğum için Pazartesi'ye o kadar çok yüklenmiyorum. (Size de tavsiye ederim) Bütün olumsuz düşüncelerimi haklı ve adil bir şekilde bütün iş günlerine yayıyorum. (Huyum kurusun haksızlığa dayanamam) Bence Salı da Çarşamba da çok kötü yani, geliyorsun geliyorsun bitmiyo hafta, daha nolsun!


Neyse efendim, sonuç olarak yine sıkıcı ve geçmek bilmeyecek bir haftaya daha adım attık. Ama bunun sorumlusu Pazartesi değil! Bunun sorumlusu bizi sıkıcı işlerde çalışmaya mahkum eden toplumsal düzen, çekilmez patronlar, çalışanını adam yerine koymayan şirketler. Bu liste böyle uzar gider. Ama bunun asıl sorumlusu biziz!


Madem beğenmiyoruz, neden beğendiğimiz işi yapmıyoruz? Neden mutlu olmaya çabalamıyoruz? Kendimizi borçlara bağlıyoruz ve onları ödemek için köle gibi çalışıyoruz, işimizden ayrılıp kendimize yeni bir sayfa açamıyoruz sonra da mesela! Ya da cesaretimiz yok, adım atmaya çekine çekine bütün haftayı içimizden birilerine sinir olarak (başta Pazartesi'ye) geçiriyoruz.

Sonuç olarak her Pazartesi uyandığınızda mutsuz olmanızın sebebi Pazartesi Sendromu değil, yanlış iş seçimleriniz!

2 yorum: