Günlerden bir gün Pamuk’un çok sevdiği yöneticisi gitmiş,
patronu yerine huysuz, hiç gülmeyen ve oldukça havalı bir yönetici almıştır
(nam-ı diğer Cadı). Ancak bu yeni yöneticiyle adaptasyon süreci hiç iyi
gitmemektedir.
Çalışkan ve iyi niyetli prensesimizin plazadaki mesut günleri üvey yöneticinin gelmesiyle birlikte değişir. |
Kadın sürekli her yere emirler yağdırmakta, Pamuk’un her gün
mesaiye kalmasını gerektiren isteklerde bulunmakta ve projeler çok güzel olsa
bile “ok” deyip geçmektedir. Pamuk bir projeyi kötü yapsa ya da işin bir
yerinde hata yapsa zaten direk kapının önüne koyacaktır, o kesin.
Cadı'dan kimse memnun değildir ama o korkutucu bakışlara karşı çıkmak da o kadar kolay değildir |
Pamuk ise bütün bu olumsuzluklara rağmen işinizi yapmaya
devam ediyordur. Ancak bir gün Cadı, Pamuk’a bir mail atıp onu 6 ay sürecek ölü
olacağı şimdiden belli bir projeye aktardığını söyler. Ve bu zaten gelecek vaat
etmeyen projede halihazırda 7 kişi çalışmaktadır. 8. Bir kişiye gerçekten
ihtiyaç var mıdır ki? Konunun tartışma kabul etmediğini, Pamuk’un ya bu projeye
geçmesi gerektiğini ya da kariyerini başka bir şirkette devam ettireceğini
anlaması uzun sürmez.
Eveet, Pamuk’un laptopunu aldığı gibi o sıkışık proje
odasına gitmesinin vakti gelmiştir. Neyse ki, proje arkadaşlarının 7si de çok
yardımsever ve eğlenceli insanlardır. Belki de sadece işlerini yapan, hiç
yükselme hırsları olmayan insanlar oldukları için hala bu tip projelerde
çalışmaktadırlar. Ne de olsa burası plaza, entrika çevirmeden kimse kimseye
terfi vermez.
Projede ilk haftalar gayet güzel geçmiştir. Olanca
sıkıcılığına rağmen çok iyi iş çıkarıyorlardır. İlk ayın sonunda hazırladıkları
rapor sunumu ise çok beğenilmiştir. Pamuk’un departmanından toplantıya Cadı
değil de kıdemli çalışanlardan biri katılmıştır (nam-ı diğer Ayna). Ama tabii
bu çok beğenilen projeyi Cadı’ya yetiştirmekte hiç zaman kaybetmeyecektir.
|
Cadı, Ayna’yı odasına çağırır. Ayna ayna söyle bana, benden
süperi var mı bu şirkette?
Ayna, tabii ki yok efendim der. O anda Cadı’nın yüzüne büyük bir gülümseme yansır. Ama… diye başlayan kısmı duyduğundaysa gülümsemesi çarpıklaşır. “Ama bütün departmanlar sunumu çok beğendi, özellikle Pamuk’u tebrik ettiler.” Nasıl olurdu bu? Plazada bilmem kaç kat aşağı gönderdiği, saçma sapan bir projeye 6 ay bağladığı bir kız nasıl olurdu da ilk aydan dikkat çekmeyi başarırdı? Buna hemen bir çözüm düşünmeliydi. Koltuğu biraz olsun bile sarsılmamalıydı. Alttan gelenlerden endişelenirken nasıl üst basamaklara hızlıca tırmanabilirdi ki zaten.
Ayna, tabii ki yok efendim der. O anda Cadı’nın yüzüne büyük bir gülümseme yansır. Ama… diye başlayan kısmı duyduğundaysa gülümsemesi çarpıklaşır. “Ama bütün departmanlar sunumu çok beğendi, özellikle Pamuk’u tebrik ettiler.” Nasıl olurdu bu? Plazada bilmem kaç kat aşağı gönderdiği, saçma sapan bir projeye 6 ay bağladığı bir kız nasıl olurdu da ilk aydan dikkat çekmeyi başarırdı? Buna hemen bir çözüm düşünmeliydi. Koltuğu biraz olsun bile sarsılmamalıydı. Alttan gelenlerden endişelenirken nasıl üst basamaklara hızlıca tırmanabilirdi ki zaten.
Ertesi hafta Cadı, sabah erkenden 7 kat aşağıdaki proje
odasına yüzünde kocaman gülümsemeyle girer. Tahmin ettiği gibi sadece Pamuk vardır,
erken gelirdi hep zaten işe. Pamuk ise 1
aydır kendisine doğru düzgün mail bile atmamış olan (anca Cc’ye koymuştur) Cadı’yı
karşısında hem de bir gülümsemeyle görünce neler olduğuna anlam veremez. Adeta
başka biri gibi görünmektedir Cadı, sıcakkanlılığı ve hoşsohbetiyle. Proje
hakkında konuşurlarken Cadı Pamuk’a yukarıdan aldığı tüyolar neticesinde sunumu
çok beğendiklerini ama projeyi hayata geçirmenin ancak büyük bir kemer sıkma
politikası sonucu bütçesi nerdeyse yarıya düşürülürse kabul edeceklerini
duyduğunu söyler. Ama Pamuk bu bilgiyi kesinlikle Cadı’dan duyduğunu kimseye
anlatmamalıdır.
Cadı’nın yeni haline güvenen Pamuk (evet bence de, Pamuk’un
plazada olması bile hata bu aşırı güven problemiyle, insan biraz gözü açık
olur) arkadaşlarını da ikna eder. Ve diğer ayki sunumda tabii ki de proje
patlar. Aslında tüm yöneticiler projenin kapsamlı ve üst düzey oluşuna
vurulmuşlardır. Şimdi ise alelade bir projedir artık. Hayalkırıklıklarını belirterek
odadan ayrılırlar ve diğer 7 kişinin gözleri anında Pamuk’a döner. Bu gizli
bilgiyi kimden aldığını söylemesi lazımdır. Pamuk, Cadı’nın adını verdiğindeyse
7li bi an için gerçekten Pamuk’un nasıl bu kadar saf (ya da salak da
diyebiliriz) olduğunu düşünürler. Bir daha kesinlikle Cadı’ya güvenmemesi
gerektiğini tekrar tekrar da hatırlatırlar.
Diğer ayki sunumda tekrar toparlanan grup yine harikalar
yaratır ve tebrikleri toplar. Ucuz atlatmışlardır.
Cadı ise odasında Ayna’yı beklerken geçen ayki sonucu
hatırlayıp kendini takdir eder. Ayna’nın getirdiği tatsız haberleri duyması ise
tam bir sinir krizi eşiğidir. Nasıl, nasıl, nasıl? Bu işin öldürücü darbeyi
vurmadan bitmeyeceğine karar vermiştir artık.
Ertesi akşam herkes çıktıktan sonra Cadı planını uygulamaya
koyar. Pamuk’un bilgisayarına şirketin bazı finansal kayıtlarını yükler. Ve üst
yönetime de departmanından birinin bilgi hırsızlığı yaptığını tespit
ettiklerini söyler. Ertesi sabah tabii ki de bütün inkarlarına ve
şaşkınlığına rağmen bilgisayarında bulunan dosyalar sayesinde Pamuk kapının önüne
koyulur.
Ve the end… Tabii ki sizin de bildiğiniz gibi normalde masal
bitmiyor. Sözde bir prensin gelip Pamuk Prenses’i öpüp, boğazındaki elmayı
tükürmesini sağlaması, onu boğazına kadar battığı bu dertten kurtarması Cadı’yı
kovup yerine Pamuk Prenses’i alması lazım. Ama plaza masallarında tabii ki
böyle bir şey olmuyor. Öncelikle Prensesimizin biraz uyanık olması, oyunu biraz
kuralına göre oynaması (hadi oynamadı kuralları öğrenmesi en azından)
gerekirdi. Şimdi gelse gelse paçoz bi şirketten iş teklifi gelir (prens bile
olamayan bir kurbağa). Açsaydı gözünü
işine biraz asılsaydı demi. Önce koltuğu kapsaymış, sonra da prensini kendi
bulsaymış. (iş hayatının gerçekleri bunlar, naparsın)
İşte Pamuk Prenses'in son hali. Bir sonraki işinde oyunu kuralına göre oynayacağı kesin, onu da kendimize benzettik işte en sonunda! |
NOT: Bu masal yazar için tamamen hayal ürünü olayları barındırmakla birlikte birçokları için acı gerçeklerin sadece bir yansımasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder